Müziksiz hayat bir hata olurdu diyen Nitzsche’nin sözleriyle ilk müziğe başladığınız zamanları hatırlayın…
Kimimiz belki okulda bir blok flütle, kimimiz televizyonda gördüğü rock grubunun etkisiyle gitara başladı… Ya da içindeki ritmi sadece şarkı söyleyerek keşfetti. Çoğumuz belki şanslıydı ki ailesinin teşvikiyle bir müzik enstrümanı satın alıp kursa gidebiliyordu. Şanslı olmayanlar ise harçlıklarıyla en ucuzundan bir klasik gitarla başlıyordu işe.
Bu hikâyeler klasik biraz tabi. Daha nicesi sizlerin akıllarından şimdi geçip gidiyor muhakkak. İlk müziğe nasıl başladınız? İlk müzik aletinizi nasıl aldınız? İlk söylediğiniz şarkı hangisiydi mesela? … Ya da ne önemi var öyle profesyonelleştiniz ki kendi bestelerinizi yapıp ders bile veriyorsunuz ya da hayran olduğunuz bir solistin grubunda yer alıyorsunuz şimdi.
Evinizde sizin müzikte ilk adımınız olan akustik gitarınız, ilk aldığınız ve paslanmaya yüz tutmuş yan flütünüz, sayısız bagetiniz, para kazanmaya başlayınca yenisini aldığınız ama kenarda duran ilk göz ağrınız olan kemanınız var.
Şimdi bu ilkleri hiç yaşamamış olduğunuzu düşünün. Müzikle hiç tanışamadığınızı ve kendinizi ezgisi olmayan bir dünyada ifade etmeye çalıştığınızı… Tutkusuz, keyifsiz ve ruhsuz bir dün…
Sizleri bu düşüncelere davet ettik çünkü kendisini müzikle ifade etmenin nasıl mükemmel bir duygu olduğunu bilen insanlar olarak, bu duyguları hiç yaşamamış olanların neler hissedebileceğini ya da neler kaçırabileceğini tahmin edin istiyoruz.
Hayatlarında içinde bulundukları koşullar gereği hiçbir şekilde müzikle tanışmamış insanlar hayal edin. Yanımızda şehrimizde olmasa bile maalesef gerek kültürel gerekse ekonomik sebeplerle bizim kadar şanslı olamayan insanlar var. Van’dan, Malatya’dan, Giresun’dan Şanlıurfa’dan minik minik insanlar…
Uzun bir süredir müzik derslerini sadece şarkı dinleyerek ve söyleyerek geçirmek zorunda olan miniklerin adına bize ulaşan duyarlı öğretmenlerimizden ve takipçilerimizden talepler alıyoruz. Bu güzel yürekli öğretmenler minik öğrencilerimizi müzikle tanıştırıp onlara en azından bir müzik aleti çalmayı öğretmek istiyorlar. İliklerinde her daim müziği hisseden MyDukkan Ekibi olarak elimizden geldiğince yardımlarımızı iletmeye çalıştık. Ancak görüyoruz ki derman olmamız gereken daha çok müzik sever ve seslenmemiz gereken daha çok kulak var. Bu yüzden 1 elin nesi var 2 elin sesi var diyerek MyDukkan müşteri ve takipçileri için de bir kampanya ile destek olmaya karar verdik.
Kampanyamız “MÜZİK KARDEŞİM“ ile sizlerin unuttuğu ya da bir köşede sakladığı müzik aletlerinin minik öğrencilerin yeni soluğu olmasını sağlayacak. Evinizin bir kenarında aylarca kılıfından çıkarmadığınız gitarınız, temizlemediğiniz flütünüz ya da tozlanan bir bağlamanız olabilir. Müziğe ilk başlarken aldığınız küçük bir gitarınız ya da tozlanmaya yüz tutmuş bir org… Onlara yepyeni bir dünyanın kapılarını hep birlikte açabiliriz.
Şimdi bize 5 dakikanızı ayırın ve stüdyonuzda, evinizde unuttuğunuz ya da artık kullanmadığınız müzik aletlerini bir düşünün. Düşünün ki miniklerin yeni sesleri sizlerin enstrümanlarında yeniden anlam bulsun, küçücük dünyalarında kocaman umutlar doğursun.
Bizler MyDukkan Ekibi olarak kendi kullanmadığımız tüm enstrümanları biriktirmeye başladık bile. Siz müzik severlerden beklediğimiz ise göndermek istediğiniz eski, yeni kullanmadığınız ya da benden çok onların ihtiyacı var dediğiniz müzik aletlerinizi bile ulaştırmanız. Böylelikle seslerini duyuramayan pek çok adrese milyonlarca ses olabilir, kim bilir belki de keşfedilmemiş cevherlerin doğmasına yardımcı olabilirsiniz.
“MÜZİK KARDEŞİM“ ismiyle başlatmış olduğumuz kampanyamıza tüm müzik severleri davet ediyor ve bize yakışan desteği hep birlikte yapacağımızı umuyoruz.
MyDukkan Ekibi